Son Eklenen Haberler

Post Top Ad

Your Ad Spot

8 Ekim 2016 Cumartesi

Osmanlı Evlerinin Cephe Özellikleri


Osmanlı Evlerinin Cephe Özellikleri


İnsan ve fiziksel çevre arasındaki etkileşim olarak tanımlamaktadır. Söz konusu tanımlamada insan; dünya görüşü, yaşam biçimi, sosyal, psikolojik, davranışsal, bireysel, toplumsal ve fiziksel gereksinimler ile ifade edilmekte, fiziksel çevre ise iklim, konstrüksiyon, malzeme ve teknoloji gibi bileşenlerden oluşmaktadır. Taylor kültürü; bir toplumun üyesi olarak insanoğlunun öğrendiği ya da kazandığı bilgi, sanat, gelenek – görenek ve benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütün olarak tanımlamaktadır.


Konut kültürün yansıması

Bu bağlamda konut, kültür / mekân etkileşiminin bir yansıması olmaktadır. Konut ve kültür çalışmalarının sosyal, politik, kültürel ve tarihsel kapsamda ele alınması gerekliliğini savunan Lawrence kültürü normatif kavramlar ve insan davranışlarıyla ilgili süreçler ya da görünen ve görünmeyen kültürel faktörler olarak iki ayrı grupta ele almaktadır.
Buradaki normatif kavramlar dünya görüşünü belirleyen ideal bir modelin etik ve estetik prensiplerinden oluşurken, görünen ve görünmeyen kültürel faktörler bireysel ve toplumsal davranışlardan oluşan örüntü haline gelmiş davranışsal süreçlerden meydana gelmektedir.

Kullanan tasarlıyor

Bu bağlamda ele alındığında Geleneksel Türk Konutu, doğrudan kullanıcının kendisinin tasarladığı ve geleneksel Türk ailesinin yaşam kültürünü, geleneklerini ve gereksinimlerini yansıtan bir oluşumdur. Geleneksel Türk Konutu’nun mimari ve yapısal oluşumunu çağlar boyunca sosyo – kültürel ve sosyo– ekonomik etkenlerin yanı sıra iklim, bitki örtüsü, topoğrafya ve yerel malzeme etkilemiştir.

Geleneksel konutların cepheleri ise kendilerini oluşturan kültürün kente yansımasını sağlayan, kültür-mekân etkileşiminin izlenebilmesi açısından da önem taşıyan kentsel ara yüzler ve kimlik unsurlarıdır. Cephe mimarisinden sosyokültürel özelliklerin, yaşantının okunabilmesinin yanı sıra inşa edildiği dönemin taşıyıcı sistem ve malzeme özelliklerinin algılanması da olanaklıdır.

Güncel mimariye yol gösterir

Sözü edilen okuma ve algılama hem mevcut maddi kültür unsurunun iyi anlaşılması, korunmaya değer nitelikte olduğunun farkına varılması ve gereken önlemlerin alınması açısından önem taşır, hem de güncel mimari oluşumlara nasıl bir örnek oluşturabileceğinin irdelenmesine olanak tanır. Bir diğer ifade ile “öz”ün anlaşılması, bir yandan var olanın korunmasını olanaklı kılarken diğer yandan örnek almanın niteliğinin irdelenmesi için bir zemin oluşturur.

Anadolu topraklarında yer alan geleneksel konutların ilk örneklerinde cephelerin oldukça sade oldukları bilinmektedir. Tarihsel süreçte plan düzleminde oluşan çeşitlenme ve zenginleşmeye paralel olarak sade cephe anlayışı da yerini bezemeli cephe anlayışına bırakmıştır. Anadolu topraklarında yer alan geleneksel konutlarının cephe irdelemesinin yapılabilmesinde mahremiyet kavramı önemli bir ölçüt oluşturmaktadır.

Mahremiyet ön plandadır

Sözü edilen geleneksel konutların alt katlarında mahremiyet anlayışı ve buna bağlı kullanım nedeniyle servis mekânları, üst katlarında ise yaşama mekânları yer almaktadır. Söz konusu mekânsal organizasyon yapı cephesine doğrudan yansımaktadır.

Genellikle servis mekânlarını içeren alt katlarda sokağa açılan pencerenin olmaması ya da yalnızca servis mekânını havalandırma amacıyla sokağa açılan boşlukların çok küçük tutulması ile zemin katların cephe düzeninde dikkati çeken tek unsurun yapı girişleri – kapılar olması, zemin kat cephesini yalın bir görünüme ulaştırmıştır.

Kırsal alanda yapı malzemeleri

Diğer taraftan özellikle kırsal alanda, yakın çevreden temin edilen taşlarla yığma yapım tekniği kullanılarak oluşturan zemin katlar, yapım tekniği gereği büyük boyutlu ve fazla sayıda boşluk oluşumuna da elverişli değildir.

Geleneksel konutların üst katları genellikle yaşama mekânlarını içermektedir. Sözü edilen katlarda mekânın kullanımına bağlı bir hareketlilik dikkati çekmektedir. Yaşama mekânlarının bulunduğu katlarda yapılan farklı özellikli çıkmalar ve çeşitlilik gösteren çıkma pencereleri ile cephenin hareketlenmesi sağlanmıştır.

Yaşama alanı olgusu

Yaşama katlarında sokak ile göz hizasında bir ilişkinin olmaması nedeniyle pencere oranları büyümekte, sayıları artmakta, bu gereksinime de ahşap iskelet sistem yanıt verebilmektedir. Ayrıca zeminde parsel olanaklarına bağlı olarak organik plan düzeni anlayışı egemendir. Ancak üst katlarda ahşap iskelet sistemin sağladığı olanaklar doğrultusunda çıkmalar oluşturulabilmiş ve böylelikle dörtgen planlı mekânlar elde edilebilmiştir.

Mahremiyet nedeniyle sade olan zemin kat cephesi ile hareketli üst kat cephesi ilk bakışta bir tezat oluşturuyor gibi görünse de bu iki cephe bölümü, birbirleri için adeta bir fon oluşturarak birbirlerinin algılanmasını kolaylaştırmakta, diğer yandan içteki yaşantının ve buna bağlı olarak oluşan mimari anlayışın cepheden okunabilmesini sağlamaktadır.



Geleneksel konutlarda

Anadolu’nun geleneksel konutlarında cephelerin plan şemasının dışa yansıması sonucunda oluştuğu söylenebilmektedir. Sözü edilen geleneksel konut cepheleri plandaki oda – sofa ilişkilerine bağlı olarak zengin bir çeşitlilik göstermektedir. Geleneksel konutlarda odaların sokağa bakan yönlerinde cephe açısından en belirleyici eleman çıkmalardır.

İç mekânın dış mekâna uzatılması ile oluşturulan çıkmalar; odanın görüş alanının genişletilmesi, kullanışlı yaşam alanının, iç mekân için gün ışığının arttırılması, doğal hava dolaşımının sağlanması ve cephenin görsel açıdan zenginleştirilmesi gibi amaçlara hizmet etmektedir. Çok çeşitli biçimlerde yapılan çıkmalar, çıkma desteklerini de gerekli kılmış ve böylelikle aynı zamanda estetik unsurlar olarak da görülebilen çıkma destekleri geleneksel konutun önemli cephe elemanlarından olmuştur.

Pencereler önemli
Geleneksel konut cephelerinin diğer bir önemli unsuru pencerelerdir. Geleneksel konut cephelerinde karşılaşılan pencereler temelde sabit ve hareketli olmak üzere iki başlık altında ele alınabilmektedir. Sabit pencereler genellikle üst kotlarda olup, çoğunlukla da renkli camlar içerecek şekilde uygulanmışlardır.

Hareketli pencerelerde ise düşey sürgülü ya da açılan kanat uygulaması yapıldığı görülmektedir. Pencere önlerinde bulunan kepenkler ve kafesler cepheye kimlik veren diğer önemli elemanlardır. Geleneksel konut cephelerinde bezemelere 18. ve 19. Yüzyıl’da rastlanmaktadır. Sözü edilen bezemelerin batılılaşma etkisiyle konut cephelerinde yer almaya başladığı bilinmektedir.

Cepheler boyalı ve sıvalı
Geleneksel konutun sıvalı ve boyalı cephe örneklerinde renkler, kaplamalı örneklerinde düzey ve yatay doğrultuda gerçekleştirilmiş ahşap kaplamalar, sıvasız örneklerinde ise dolgu malzemesi ve dolgunun geometrik düzeni cepheyi oluşturan diğer önemli unsurlardır. Geleneksel konutlarda saçaklar ise adeta bir bitiş elemanı olarak cephedeki yerini almaktadır.



Kimi zaman cephedeki hareketleri izleyen, kimi zaman ise sözü edilen hareketleri dikkate almaksızın, bir bütün halinde devam eden saçakların özellikle kenarları ve alt kaplamaları geleneksel konut cephelerini zenginleştirmektedir. Geç dönemde genişlikleri bir metreyi bulan saçakların yapılması ile dar sokaklarda, yağışlardan etkilenmeden yürümek olanaklı hale gelmiş, saçaklar yalnızca konutun ve cephenin korunması için bir üst örtü ve cephe elemanı olmakla kalmamış, aynı zamanda kentsel bir eleman halini de almıştır.

 Not: Bu yazının hazırlanmasında Dr. Z. Sevgen Perker ‘in  “Geleneksel Cumalıkızık Konutlarında Cephe Özellikleri Ve  Günümüzdeki Durum” konulu  6. Ulusal Çatı & Cephe Sempozyumundaki notlarından faydalanılmıştır.
Dr. Z. Sevgen Perker:  Uludağ Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi – Görükle Kampüsü – Bursa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Post Top Ad

Your Ad Spot