Mevsim yine eylül, bahçelerde rüzgarlar gezinir,
İnce ince yağmurlar yağar, tüm topraklar sevinir.
Yine dalmışsın gözlerin hep yollarda ey sevgili
Bursa’da bekler gibisin çok uzaklardan birini…
Yapraklarda ki güneşin ve ölümün rengine bak
Dinle kalbini, senin de ufkunda var mı bir ahenk
Test etme yeri değildir elemlerin ruhuna renk
Kendini rüzgarlara ver, hicranlarınla etme cenk
Asla seni zehirlemez bahtın kadehindekiler
Sen bir baharsın, gölgene neşe rüzgârları eser.
Hep koynunda mı uyuttun, ızdırap alnında gezer
Sende baharı olmayan karanın kışına bezer
Eğer bir sabah vakti çağırırsa sizi sonsuzluk
Birden demir alır gemi, başlar güzel bir yolculuk.
Seyr-i sefer enginlere, git ak yelkenliler gibi
Bursa’da serin her şafak, taşır uykuya garibi
Yeter ağlama sevgili, gözyaşın düşmesin yere.
Tek güzelliğin aşkındı, figanla batmasın tere.
Hayır, hiçbir şey değmez, senin bir damla gözyaşına.
Hiçbir kimse bakmaz ağlayan kimsenin göz yaşına.
Kötülükler varsa da, sen her şeyi tertemiz öğren.
Gözyaşını görürlerse, garip sanır her bir gören.
Ağlama sakın, ağlama korkmayana zarar gelmez
Söyle, sevgini ilan et, saklarsan kimse bilemez
Issız bir yer gölgesinde, olsun loşça her mâbedin
Bir yığın şu kara toprak, sırların taşır ebedin.
Matem renkli serviler baş ucunda ilahi söyler
Hüzünleriyle titreşir gönül-hayat harman eyler
Eski bir cami avlusu, şadırvanda billur bir su.
Orhan’dan kalma bir duvar, gölgesinde inlet usu
Bırak belesin günlerin, rüyandan kalma hüznünü
Çeşmenin serinliğinde birkaç kez yıka yüzünü
Her gece uyu Bursa’da, şafakla kalk, uyan, dinle
Asırlık çınlarlar gibi tarihle mest ol ve inle
Billurca bir tebessümdür Bursa”da zaman ve mekan
Gez ve gör, dinle, aydınlan, musikîdir Bursa’da an
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.